Göktürk Nereye Bağlı, Nasıl Gidilir? Göktürk'de Kimler Oturur?
Eyüpsultan Göktürk, 1993 yılında belde statüsüne alınmıştır. Pirinçci, Mithatpaşa, Odayeri ve Kemerburgaz ile komşudur. Eyüpsultan ilçesine bağlı 21 mahalleden biridir.
23 Ağustos 2022 - 16:10
Göktürk İstanbul’un Avrupa Yakası’nda bulunan Eyüpsultan ilçesine bağlıdır. İlçede Göktürk ile birlikte 21 mahalle bulunmaktadır. Göktürk’ün komşuları Kemerburgaz, Mithatpaşa, Odayeri ve Pirinçci mahallesidir.
Göktürk’ün tarihçesi 1561 yılına kadar dayanır. Eski bir rum köyü olan bölgenin adı “horozköy” olarak bilinen Pektinaxôrion, 1890 yılı kayıtlarında Petinaxori, 1928 yılı kayıtlarında ise Petnaxor olarak geçmektedir. Göktürk 1993 yılında belde statüsü geçmiştir.
GÖKTÜRK’ÜN NÜFUSU
Eyüpsultan Göktürk 2019 nüfus sayımında 37.563 olarak kayda geçmiştir. İlçe her yıl yoğun bir şekilde göç almaktadır. Özellikle 2010 yılından sonra nüfus artışı gözlemlenmiştir. Göktürk mahallesinde eğitim özel okul ve devlet okulları tarafından sağlanmaktadır. Doğa Koleji, Doğa Koleji Anaokulu, Nejat Sabuncu İlkokulu, Göktürk Turgut Özal, İlköğretim Okulu, Özel Hisar Okulları, Ali Rıza Özderici Lisesi mahallede eğitim veren kurumlar arasında yer alır.
GÖKTÜRK’E NASIL GİDİLİR?
İETT Göktürk hatları çok sayıda seferle sağlanır.
48: Göktürk - Mecidiyeköy
48A: Göktürk - Kazlıçeşme Marmaray
48D: Göktürk - Hacıosman Metro
48E: Göktürk - Eminönü
48G: Göktürk - Pirinççiköy - Mescid-i Selam
48K: Kemerburgaz - Ağaçlı
48L: Göktürk - 4. Levent Metro
48P: Kemerburgaz - Akpınar
48KA: Kemerburgaz - Arnavutköy
48U: Kemerburgaz - Bahçeşehir Üniversitesi
48Y: Göktürk - Yeşilpınar
50G: Göktürk - Alibeyköy Metro
Hatları Göktürk’ten şehir merkezlerine gitmek için kullanılır. Minibüs hatları ise Çağlayan, Şişli ve Kemerburgaz yönlü olarak yapılmaktadır.
Göktürk’ün Tarihçesi
Kuruluşu İstanbul’un Fatih Sultan Mehmet yönünden fethinden önceye dayanan Göktürk Köyü, Rumca “Horozlu Köy” manasına gelen “Petnahor” ismiyle anılmaktaydı. Yakın vakitlara kadar yörede bol miktarda horoz yetiştirme çiftliği bulunduğundan, bu adın verildiği ön görü edilmektedir. Petnahor, halk arasında “Penhar” adıyla da zikredilmekteydi. Uzun vakit Rum ve Müslüman Türk ahalinin ikamet ettiği Petnahor Köyü’nün ismi 1958 senesinde “Göktürk” olarak değiştirildi.
Köyün kuzeyinden başlayan Belgrad Ormanları’nın Göktürk yakınlarındaki seksiyonuna “Penehmoş Ormanları” denilmekteydi. Bölgedeki Osmanlı tebaasının Avrupalılar yönünden işgal edildiği senelere (1918) sükûnet ve huzur içersinde yaşadığı belgelerle sabittir. 1919 senesinde İstanbul’un Batılı askerler yönünden işgal edilmesiyle Petnahor’da yaşam sürdüren Rumlar, İtilaf Devletleri’nin de tahrikiyle çetecilik faaliyetlerine giriştiler. Bu hale çok üzülen Müslüman Türk ahali, işgale karşı kayıtsız kalmadı ve Osmanlı Arşivleri’nde yer alan verilere göre, Kuvayi Milliye’ye verilmek üzere 8 araba dolusu cephane Türk Ordusu’na gönderildi. Döneminin tanınan güreşçilerinden Petnahorlu Pehlivan Rıfat Çavuş, bu faaliyette başı çeken insanlardan biriydi.
Göktürk’ün en eski eserlerinden biri 1605 senesinde Dâr-üs Saadet Ağası Hacı Mustafa Ağa yönünden yaptırılan cami ve çeşmedir. Hem de beldemizin ambleminde de konumunu bularak sembolleşen 711 metre uzunluğunda ve 25 metre yüksekliğindeki iki katlı tarihî su kemerleri de geçmişimize bizi bağlayan yapılardandır.
Beldemizde tespit edilen su kemerlerinden çok az bir bölümü eski Roma esası üstüne oturtulmuş olmasına rağmen, tamamı Osmanlı devresi eseridir. Baş Mimar Sinan Ağa yönünden eski temeller üstüne yaptırılan su kemerleri, 1563 senesinde yaşanan sel felaketinin ardından, tekrar Mimar Sinan yönünden onarım edilmiştir. Sık orman dokusunun yanı sıra, su kaynakları olarak da çok varlıklı olan beldemiz, natural güzellik bakımından çok kıymetli bir manzaraya sahiptir.
Göktürk Beldesi, İstanbul ilinin Avrupa yakası sınırları ortamında olup, doğusunda Kemerburgaz ile komşu, kuzeyinde sulama göleti tespit edilen, her açıdan Belgrad Ormanları yönünden çevrili, kent merkezi kabul edilen Taksim’e 25 kilometre, TEM Otoyolu Hasdal Kavşağı’na 10 kilometre uzaklıkta bulunmaktadır.
Osmanlı İmparatorluğu’nun son devresinde, İstanbul’un üst katagorisi olarak betimlenen kesimi, şehrin belli birkaç semtinde oturmaktaydı. 1923 senesinde Cumhuriyetin kurulmasıyla Avrupa yakasında Nişantaşı – Levent hattı; Asya doğrultusunda da Kadıköy ve Boğaziçi kıyıları süresince yoğunlaşan üst katagorisin yerleşim mekânları, kent içi kapalı bölgeler olarak algılanıyordu
1950’den itibaren, Türkiye’nin ekonomik gelişmesiyle eş güdümlü sosyal hareketliliğin de yükselmesi ve köyden kentlere göç olgusunun yaygınlaşmasıyla milyonlarca insan büyük kentlere akın etti. Şehir büyüyor, kalabalıklaşıyor, trafik yoğunluğu artıyor, bununla eş güdümlü gürültü ve hava kirliliği de tehlikeli denebilecek boyutlara ulaşıyordu.
1970’li senelerde Türkiye’nin detaylı bölgelerinden gelen insanlar Göktürk Köyü’ne yerleştiler. Genellikle Karadeniz’in Kastamonu ve Trabzon şehrinden gelenlerin yanı sıra Mardin, Van ve Diyarbakır’dan da göç edenlerle birlikte olabildiğince yoğun bir nüfusa sahip olan Göktürk’te insanlar kısa sürede kaynaştılar.
80’li senesinin sonuna doğru Kemer Country’nin kurucusu Rasim Esat Edin, Belgrad Ormanları üstünde yaptığı bir helikopter uçuşu sırasında Göktürk Köyü’nün tam hayalindeki gibi bir yer olduğunu keşfetti. Burası, iş ve finans merkezi Levent’e arabayla 15 dakika uzaklıkta olmasının yanında, Yeşilköy Havalimanına ve Karadeniz sahiline de uzak değildi. Şehir yoğunluğunun getirdiği problemlerdan kaçmak isteyen aileler, son derece kolay bir çıkış yolu keşfettiler. “Yeşillikler arasında huzur dolu ufak bir kasaba” kuracaklardı. Böylece eski mahallenin düzensizliği, gürültüsü, kirliliği ve güvensizliği gibi problemler arkada kalacaktı. Ama yakınlarda tespit edilen kent çöplüğü bir dezavantaj oluşturuyordu. Çöplüğün oradan kaldırılması lazım geliyordu ki, bu bile Rasim Esat Edin’in vizyonunu gerçekleştirmesini engellemeyedi. Göktürk, İstanbul’un Belgrad Ormanları içersinde her türlü inşaata mani olan imar yasağının derhal dışında yer alıyordu. Burası sun’i göletler, golf sahaları ve binlerce yeşil ağaç barındıran büyük ebatlı bir villa mahallesi amacıyla “biçilmiş kaftandı.
Rasim Esat Edin’in projesi, İstanbul’un üst-seçkin grubunda o kadar çok kabul gördü ki, on binlerce varlıklı insan ve onların sosyal etraflarına direkt olarak götürülen tekliflerle villalar kısa sürede satıldı. Konsept tuttu ve Kemer Country’de olağanüstü bir yerleşim gerçekleşti. Aradan geçtiğimiz müddet ortamında üst-seçkin grup, daimi olarak Kemer Country’den bahseder oldu
Ve Kemer adı, üst sınıf yaşam tarzını yayınlayan bir marka durumuna geldi. Bunda, Göktürk’ün İstanbul’un kuzeyinde yer alması nedeniyle depreme karşı sağlam olan zemin yapısı da tesirli oldu.
Bu ilerlemeler neticesinde 1993 senesine kadar köy statüsünde tespit edilen Göktürk, bu tarihte Belde statüsüne yükseltilmiş ve Belde Belediyesi olmuştur.
1994 senesinde Yerel Seçimler ile kendi Belediye Başkanını seçen Göktürk Beldesi, Yükselen Şehir olabilme yolunda bizzat kendisinin karar verebilme yetkisini almış oldu.
Göktürk’te “gelişme” gerçek anlamda başlamıştı.
Marmara bölgesini sarsan 1999 depreminden sonra, bölgenin depreme sağlam bir zemine sahip olması nedeni ile benzer projelerle ilgilenenlerin sayısında dikkat çekici bir artış oldu.
2000 senesinde “İstanbul-İstanbul” ve başka projelerin inşasına başlandı. Gün geçtikçe talepler artmağa devam etti ve Göktürk’ün sınırlı kısmı nedeniyle arazi fiyatları büyük oranda yükseldi. Ekonomik baskı ve kira gelirlerinin yüksekliği bundan dolayı çoklıkla gecekondu tarzı evlerin sahipleri, arsalarını ya sattılar ya da “Yap-Sat” modeliyle müteahhitlere verdiler.
Bu fırsatı iyi değerlendiren özel inşaat şirketleri, arsaların üstüne lüks dairelerin yer aldığı ve etrafı duvarlarla çevrili, her türlü konforun sunulduğu siteler inşa ettiler. Köydeki yaşam standardı ve kalitesinin yükselmesi ile eş güdümlü, inşaatların yapımındaki iyileşme de gözden kaçmıyordu.
Kurucusu Esat Edin’in mükemmel organizasyonu, marka durumuna getirmesi ve kapalı site oluşumunu başlatmasıyla lüks villalardan meydana gelen Kemer Country’nin kuruluşu, Göktürk’te tüm toplum katmanlarının kentcilik manasında gelişiminde katalizör olarak vazife yaptı.
2009 senesi Yerel tercihleri ile eş güdümlü “Belde” statüsü değiştirilerek, Eyüpsultan İlçesine bağlı Göktürk Mahallesi olmuştur. Kemerburgaz, Mithatpaşa, Odayeri, Pirinççi mahalleleriyle komşudur.
Göktürk’ün tarihçesi 1561 yılına kadar dayanır. Eski bir rum köyü olan bölgenin adı “horozköy” olarak bilinen Pektinaxôrion, 1890 yılı kayıtlarında Petinaxori, 1928 yılı kayıtlarında ise Petnaxor olarak geçmektedir. Göktürk 1993 yılında belde statüsü geçmiştir.
GÖKTÜRK’ÜN NÜFUSU
Eyüpsultan Göktürk 2019 nüfus sayımında 37.563 olarak kayda geçmiştir. İlçe her yıl yoğun bir şekilde göç almaktadır. Özellikle 2010 yılından sonra nüfus artışı gözlemlenmiştir. Göktürk mahallesinde eğitim özel okul ve devlet okulları tarafından sağlanmaktadır. Doğa Koleji, Doğa Koleji Anaokulu, Nejat Sabuncu İlkokulu, Göktürk Turgut Özal, İlköğretim Okulu, Özel Hisar Okulları, Ali Rıza Özderici Lisesi mahallede eğitim veren kurumlar arasında yer alır.
GÖKTÜRK’E NASIL GİDİLİR?
İETT Göktürk hatları çok sayıda seferle sağlanır.
48: Göktürk - Mecidiyeköy
48A: Göktürk - Kazlıçeşme Marmaray
48D: Göktürk - Hacıosman Metro
48E: Göktürk - Eminönü
48G: Göktürk - Pirinççiköy - Mescid-i Selam
48K: Kemerburgaz - Ağaçlı
48L: Göktürk - 4. Levent Metro
48P: Kemerburgaz - Akpınar
48KA: Kemerburgaz - Arnavutköy
48U: Kemerburgaz - Bahçeşehir Üniversitesi
48Y: Göktürk - Yeşilpınar
50G: Göktürk - Alibeyköy Metro
Hatları Göktürk’ten şehir merkezlerine gitmek için kullanılır. Minibüs hatları ise Çağlayan, Şişli ve Kemerburgaz yönlü olarak yapılmaktadır.
Göktürk’ün Tarihçesi
Kuruluşu İstanbul’un Fatih Sultan Mehmet yönünden fethinden önceye dayanan Göktürk Köyü, Rumca “Horozlu Köy” manasına gelen “Petnahor” ismiyle anılmaktaydı. Yakın vakitlara kadar yörede bol miktarda horoz yetiştirme çiftliği bulunduğundan, bu adın verildiği ön görü edilmektedir. Petnahor, halk arasında “Penhar” adıyla da zikredilmekteydi. Uzun vakit Rum ve Müslüman Türk ahalinin ikamet ettiği Petnahor Köyü’nün ismi 1958 senesinde “Göktürk” olarak değiştirildi.
Köyün kuzeyinden başlayan Belgrad Ormanları’nın Göktürk yakınlarındaki seksiyonuna “Penehmoş Ormanları” denilmekteydi. Bölgedeki Osmanlı tebaasının Avrupalılar yönünden işgal edildiği senelere (1918) sükûnet ve huzur içersinde yaşadığı belgelerle sabittir. 1919 senesinde İstanbul’un Batılı askerler yönünden işgal edilmesiyle Petnahor’da yaşam sürdüren Rumlar, İtilaf Devletleri’nin de tahrikiyle çetecilik faaliyetlerine giriştiler. Bu hale çok üzülen Müslüman Türk ahali, işgale karşı kayıtsız kalmadı ve Osmanlı Arşivleri’nde yer alan verilere göre, Kuvayi Milliye’ye verilmek üzere 8 araba dolusu cephane Türk Ordusu’na gönderildi. Döneminin tanınan güreşçilerinden Petnahorlu Pehlivan Rıfat Çavuş, bu faaliyette başı çeken insanlardan biriydi.
Göktürk’ün en eski eserlerinden biri 1605 senesinde Dâr-üs Saadet Ağası Hacı Mustafa Ağa yönünden yaptırılan cami ve çeşmedir. Hem de beldemizin ambleminde de konumunu bularak sembolleşen 711 metre uzunluğunda ve 25 metre yüksekliğindeki iki katlı tarihî su kemerleri de geçmişimize bizi bağlayan yapılardandır.
Beldemizde tespit edilen su kemerlerinden çok az bir bölümü eski Roma esası üstüne oturtulmuş olmasına rağmen, tamamı Osmanlı devresi eseridir. Baş Mimar Sinan Ağa yönünden eski temeller üstüne yaptırılan su kemerleri, 1563 senesinde yaşanan sel felaketinin ardından, tekrar Mimar Sinan yönünden onarım edilmiştir. Sık orman dokusunun yanı sıra, su kaynakları olarak da çok varlıklı olan beldemiz, natural güzellik bakımından çok kıymetli bir manzaraya sahiptir.
Göktürk Beldesi, İstanbul ilinin Avrupa yakası sınırları ortamında olup, doğusunda Kemerburgaz ile komşu, kuzeyinde sulama göleti tespit edilen, her açıdan Belgrad Ormanları yönünden çevrili, kent merkezi kabul edilen Taksim’e 25 kilometre, TEM Otoyolu Hasdal Kavşağı’na 10 kilometre uzaklıkta bulunmaktadır.
Osmanlı İmparatorluğu’nun son devresinde, İstanbul’un üst katagorisi olarak betimlenen kesimi, şehrin belli birkaç semtinde oturmaktaydı. 1923 senesinde Cumhuriyetin kurulmasıyla Avrupa yakasında Nişantaşı – Levent hattı; Asya doğrultusunda da Kadıköy ve Boğaziçi kıyıları süresince yoğunlaşan üst katagorisin yerleşim mekânları, kent içi kapalı bölgeler olarak algılanıyordu
1950’den itibaren, Türkiye’nin ekonomik gelişmesiyle eş güdümlü sosyal hareketliliğin de yükselmesi ve köyden kentlere göç olgusunun yaygınlaşmasıyla milyonlarca insan büyük kentlere akın etti. Şehir büyüyor, kalabalıklaşıyor, trafik yoğunluğu artıyor, bununla eş güdümlü gürültü ve hava kirliliği de tehlikeli denebilecek boyutlara ulaşıyordu.
1970’li senelerde Türkiye’nin detaylı bölgelerinden gelen insanlar Göktürk Köyü’ne yerleştiler. Genellikle Karadeniz’in Kastamonu ve Trabzon şehrinden gelenlerin yanı sıra Mardin, Van ve Diyarbakır’dan da göç edenlerle birlikte olabildiğince yoğun bir nüfusa sahip olan Göktürk’te insanlar kısa sürede kaynaştılar.
80’li senesinin sonuna doğru Kemer Country’nin kurucusu Rasim Esat Edin, Belgrad Ormanları üstünde yaptığı bir helikopter uçuşu sırasında Göktürk Köyü’nün tam hayalindeki gibi bir yer olduğunu keşfetti. Burası, iş ve finans merkezi Levent’e arabayla 15 dakika uzaklıkta olmasının yanında, Yeşilköy Havalimanına ve Karadeniz sahiline de uzak değildi. Şehir yoğunluğunun getirdiği problemlerdan kaçmak isteyen aileler, son derece kolay bir çıkış yolu keşfettiler. “Yeşillikler arasında huzur dolu ufak bir kasaba” kuracaklardı. Böylece eski mahallenin düzensizliği, gürültüsü, kirliliği ve güvensizliği gibi problemler arkada kalacaktı. Ama yakınlarda tespit edilen kent çöplüğü bir dezavantaj oluşturuyordu. Çöplüğün oradan kaldırılması lazım geliyordu ki, bu bile Rasim Esat Edin’in vizyonunu gerçekleştirmesini engellemeyedi. Göktürk, İstanbul’un Belgrad Ormanları içersinde her türlü inşaata mani olan imar yasağının derhal dışında yer alıyordu. Burası sun’i göletler, golf sahaları ve binlerce yeşil ağaç barındıran büyük ebatlı bir villa mahallesi amacıyla “biçilmiş kaftandı.
Rasim Esat Edin’in projesi, İstanbul’un üst-seçkin grubunda o kadar çok kabul gördü ki, on binlerce varlıklı insan ve onların sosyal etraflarına direkt olarak götürülen tekliflerle villalar kısa sürede satıldı. Konsept tuttu ve Kemer Country’de olağanüstü bir yerleşim gerçekleşti. Aradan geçtiğimiz müddet ortamında üst-seçkin grup, daimi olarak Kemer Country’den bahseder oldu
Ve Kemer adı, üst sınıf yaşam tarzını yayınlayan bir marka durumuna geldi. Bunda, Göktürk’ün İstanbul’un kuzeyinde yer alması nedeniyle depreme karşı sağlam olan zemin yapısı da tesirli oldu.
Bu ilerlemeler neticesinde 1993 senesine kadar köy statüsünde tespit edilen Göktürk, bu tarihte Belde statüsüne yükseltilmiş ve Belde Belediyesi olmuştur.
1994 senesinde Yerel Seçimler ile kendi Belediye Başkanını seçen Göktürk Beldesi, Yükselen Şehir olabilme yolunda bizzat kendisinin karar verebilme yetkisini almış oldu.
Göktürk’te “gelişme” gerçek anlamda başlamıştı.
Marmara bölgesini sarsan 1999 depreminden sonra, bölgenin depreme sağlam bir zemine sahip olması nedeni ile benzer projelerle ilgilenenlerin sayısında dikkat çekici bir artış oldu.
2000 senesinde “İstanbul-İstanbul” ve başka projelerin inşasına başlandı. Gün geçtikçe talepler artmağa devam etti ve Göktürk’ün sınırlı kısmı nedeniyle arazi fiyatları büyük oranda yükseldi. Ekonomik baskı ve kira gelirlerinin yüksekliği bundan dolayı çoklıkla gecekondu tarzı evlerin sahipleri, arsalarını ya sattılar ya da “Yap-Sat” modeliyle müteahhitlere verdiler.
Bu fırsatı iyi değerlendiren özel inşaat şirketleri, arsaların üstüne lüks dairelerin yer aldığı ve etrafı duvarlarla çevrili, her türlü konforun sunulduğu siteler inşa ettiler. Köydeki yaşam standardı ve kalitesinin yükselmesi ile eş güdümlü, inşaatların yapımındaki iyileşme de gözden kaçmıyordu.
Kurucusu Esat Edin’in mükemmel organizasyonu, marka durumuna getirmesi ve kapalı site oluşumunu başlatmasıyla lüks villalardan meydana gelen Kemer Country’nin kuruluşu, Göktürk’te tüm toplum katmanlarının kentcilik manasında gelişiminde katalizör olarak vazife yaptı.
2009 senesi Yerel tercihleri ile eş güdümlü “Belde” statüsü değiştirilerek, Eyüpsultan İlçesine bağlı Göktürk Mahallesi olmuştur. Kemerburgaz, Mithatpaşa, Odayeri, Pirinççi mahalleleriyle komşudur.
FACEBOOK YORUMLAR